İşçilerin Yıllık Ücretli İzin Haklarının İşverenlerce Kullandırılması ve Uygulamadaki Problemler
Yazan: Admin | 18 Kasım 2018
İşçilerin Yıllık Ücretli İzin Haklarının İşverenlerce Kullandırılması ve Uygulamadaki Problemler

İşçilerin Anayasal Bir Hak Olan Dinlenme Hakkı Çerçevesinde Yıllık Ücretli İzin Haklarının İşverenlerce Kullandırılması ve Uygulamadaki Problemlere İlişkin Değerlendirmeler

Anayasanın 49.maddesinde çalışma hakkı düzenlenmiş ve aslında çalışma hakkının bir sonucu olarak 50.maddede de dinlenme hakkına ilişkin düzenlemelere Anayasada yer verilmiştir. 49.maddeye göre çalışma herkesin hakkı ve ödevidir ayrıca Devlet, çalışma koşullarını düzenlemekle, çalışanların hayat standartlarını yükseltmekle ve çalışma barışını sağlamakla mükelleftir diyebiliriz. Çalışma hakkı temel bir hak ve özgürlüktür aynı zamanda işçiye birtakım ödevler de yükler. Kural olarak herkes, dilediği işte çalışabilir, istediği işverenle anlaşma yapmak suretiyle iş ilişkisinin işçi olarak adlandırılan süjesi olabilir. Başka bir deyişle Borçlar Hukuku’ndaki sözleşme serbestisi ilkesi iş ilişkisinin kurulmasında da geçerlidir diyebiliriz. İşçiye yüklenen ödevler İş Kanunu ve sair normlarda düzenlenmiş olup konumuzla şu aşamada doğrudan ilgili değildir.

Çalışma hakkının bir sonucu olarak dinlenme hakkının var olması gerektiğine ve dinlenme hakkına Anayasada yer verildiğine yukarıda değinmiştik. Anılan 50.maddeye göre “Dinlenmek, çalışanların hakkıdır”. Anayasal bir hak olan dinlenme hakkının yansımasını İş Kanunu’nda görmek mümkündür. Bu yazıda özellikle arzuladığımız husus ise yıllık ücretli izin hakkı[1] ile dinlenme hakkı arasındaki ilişkiyi vurgulamak ve uygulamada olan ile olması gerekeni kıyaslamaktır. Bu sebeple yıllık ücretli izin hakkını kısaca inceleyerek bağlantı kurulacaktır. Uygulamada işverenlerin, işçilerin yıllık izin sürelerini onlara kullandırmaması, bunun yerine o yıla ilişkin işçinin hak ettiği yıllık izni ücrete çevirmek suretiyle ödemede bulunması yahut her yıl ödenecek belirli bir meblağ karşılığı yıllık ücretli izin hakkının kullandırılmayacağı doğrultusunda faaliyetler yürütülebilmektedir. İşçiden elde edilen menfaatin artık sömürülmesi şeklindeki temayüllerin bir tezahürü olan bu faaliyetler hakkında uygulanması gereken hukuku izah etmeye çalışacağız.

İş Kanunu’nun 53.maddesi uyarınca “İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin verilir. Yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez”. Kanunkoyucu yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceğini belirterek dinlenme hakkının şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hak olduğunu, tarafların serbestçe tasarruf edemeyeceği bir hak olduğunu açıkça vurgulamıştır. Yıllık ücretli izin hakkının, tarafların serbest tasarruf alanına girmeyen bir hak olmasının yegane sonucu ise aksini öngören tasarrufların ve anlaşmaların geçersiz sayılması gerektiğidir. Ayrıca İş Kanunu’nun 59.maddesine göre “İş sözleşmesinin, herhangi bir nedenle sona ermesi halinde işçinin hak kazanıp da kullanmadığı yıllık izin sürelerine ait ücreti, sözleşmenin sona erdiği tarihteki ücreti üzerinden kendisine veya hak sahiplerine ödenir”. Yani kullandırılması gereken izin sürelerinin ücrete dönüşebilmesi için iş sözleşmesinin feshedilmiş olması ve bu sürelerin kullandırılmamış olması gerekmektedir. Bu noktada ilişkinin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır[2].

Yargıtay’a göre de “Yıllık izin hakkı anayasal temeli olan bir dinlenme hakkı olup, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında ücrete dönüşmez ve bu haktan vazgeçilemez. İşçinin iş sözleşmesinin devamı süresinde kullanmadığı yıllık izinlere ait ücreti istemesi mümkün değildir. Bu nedenle, işçinin iş sözleşmesinin devamı sırasında izin hakkının bulunduğunun tespitini istemesinde hukuki menfaati vardır[3]”.

Sonuç olarak yıllık ücretli izin hakkı işçinin şahsına sıkı sıkıya bağlı ve vazgeçemeyeceği bir haktır ve bu hakkın işçiye verilmesinin özü anayasal bir hak olan işçinin dinlenme hakkından gelmektedir. Buradan da uygulamada işçilerin kullanılmayan yıllık ücretli izinlerinin iş sözleşmesi sona ermeden önce ücrete çevrilmesinin yanlış olduğuna değinebiliriz.

İş Kanunu’nun 103.maddesinde yıllık ücretli iznin uygulanmasındaki usulsüzlükler idari para cezası ile müeyyidelendirilmiştir (2018 yılı için öngörülmüş para cezası miktarları aşağıda paylaşılacaktır). Anılan 103.madde uyarınca “Yıllık ücretli izni bu Kanunun 56’ncı maddesine aykırı olarak bölen veya izin ücretini 57’nci maddenin üç ve dördüncü fıkralarında belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veya eksik ödeyen veya 59 uncu maddedeki hak edilmiş izni kullanmadan iş sözleşmesinin sona ermesi halinde bu izne ait ücreti ödemeyen veya 60’ıncı maddede belirtilen yönetmeliğin esas ve usullerine aykırı olarak izin kullandırmayan veya eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için iki yüz yirmi Türk Lirası[4] idari para cezası verilir. Bahsettiğimiz durumda da işverenin, yönetmeliğin esas ve usulüne aykırı olarak hareket ettiğinden söz edebiliriz. Zira yönetmeliğin 9.maddesi İş Kanunu’nun 53.maddesinin ikinci fıkrasını tekrar etmiş ve açıkça yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemeyeceğini hüküm altına almıştır. Bu durumda işveren aşağıda belirtilen idari para cezasının sorumlusu olmalıdır.

 Doğru ve hukuka uygun olan, işverenin işçiye bu izin sürelerini her yıl öngörülen sürelerde[5] [6] kullandırmasıdır. Aşağıdaki  tabloda idari para cezaları ile ilgili detayları görebilirsiniz.

 

Özellikle "İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Hukuku" alanlarındaki makaleleri ile yaptığı katkılarından ötürü Avukat Soner Tankut Güvenç'e teşekkürü borç biliriz. Yeni yazıları ile sitemizi şereflendirmesi dileğiyle...

 

Kanun Mad.

Ceza Mad.

Cezayı Gerektiren Fiil

Ceza Miktarı (TL)

3

98

İşyeri bildirim yükümlülüğüne aykırı davranılması halinde çalıştırılan her işçi için

204

3

98

İşyerinin muvazaalı olarak bildirilmesi halinde asıl işveren ile alt işveren için ayrı ayrı

21.036

5

99/a

İşçilere eşit davranma ilkesine uyulmaması halinde her işçi için

177

7

99/a

Geçici iş ilişkisi hükümlerine aykırı davranılması halinde her işçi için

177

8

99/b

Çalışma koşullarına ilişkin belge verilmemesi halinde her işçi için

177

14

99/b

Çağrı üzerine çalışma usulüne ilişkin hükümlere uyulmaması halinde her işçi için

177

28

99/c

Çalışma belgesi verilmeyen veya belgesine yanlış bilgi yazılan her işçi için

177

29

100

Toplu işten çıkarma hükümlerine aykırı davranılması halinde işten çıkarılan her bir işçi için

693

30

101

Çalıştırılmayan her özürlü ve çalıştırılmayan her ay için

2.627

30

101

Çalıştırılmayan her eski hükümlü ve çalıştırılmayan her ay için

2.627

32

102/a

Ücret ile kanundan veya toplu iş sözleşmesinden veya iş sözleşmesinden doğan ücretin kasten ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde her işçi ve her ay için

191

32

102/a

Ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakın zorunlu tutulduğu halde özel olarak açılan banka hesabına ödenmemesi halinde her işçi ve har ay için

191

39

102/a

Asgari ücret ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde her işçi ve her ay için

191

37

102/b

Ücret hesap pusulası düzenlenmemesi halinde

693

38

102/b

Yasaya aykırı olarak ücret kesme cezası verilmesi halinde

693

52

102/b

Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde, her hesap pusulasının genel toplamını gösteren belgenin işçilerin seçtiği temsilciye verilmemesi halinde

693

41

102/c

Fazla çalışma ücreti ödenmemesi, hak edilen serbest zamanın altı ay içinde kullandırılmaması, işçilerin onayı alınmadan fazla çalışma yapılması halinde her bir işçi için

337

56

103

Yıllık ücretli iznin yasaya aykırı olarak bölünmesi halinde her işçi için

337

57

103

Yıllık izin ücretinin yasaya aykırı şekilde veya eksik ödenmesi halinde her işçi için

337

59

103

İş sözleşmesinin sona ermesinde kullanılmayan iznin ücretinin ödenmemesi halinde her bir işçi için

337

60

103

İzin yönetmeliğine aykırı olarak izin kullandırılmaması veya eksik kullandırılması halinde her işçi için

337

63

104

Çalışma sürelerine ve buna ilişkin yönetmelik hükümlerine uyulmaması halinde

1.853

64

104

Telafi çalışmasına ilişkin yasa hükümlerine uyulmaması halinde çalıştırılan her işçi için

337

68

104

Ara dinlenmelerinin yasa hükmüne göre uygulanmaması halinde

1.853

69

104

İşçileri geceleri 7,5 saatten fazla çalıştırılması, gece ve gündüz postalarının değiştirilmemesi halinde

1.853

71

104

Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağı hükümlerine aykırı davranılması halinde

1.853

72

104

On sekiz yaşını doldurmamış erkeklerin ve her yaştaki kadınların yer ve su altında çalıştırılması halinde

1.853

73

104

Gece çalıştırma yasağına ilişkin kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı davranılması halinde

1.853

74

104

Doğum öncesi ve sonrası sürelerde kadınların çalıştırılması veya ücretsiz izin verilmemesi halinde

1.853

75

104

İşçi özlük dosyalarının düzenlenmemesi halinde

1.853

76

104

İş Kanununa İlişkin Çalışma Süreleri Yönetmeliği hükümlerine uyulmaması halinde

1.853

90

106, 108

İş-Kur'dan izin alınmaksızın iş ve işçi bulma faaliyetinde bulunulması halinde

21.036

92/2

107/1-a

İş müfettişlerinin davetine gelinmemesi, ifade ve bilgi verilmemesi, gerekli belge ve delillerin gösterilmemesi ve verilmemesi, iş müfettişlerine gerekli kolaylığın gösterilmemesi halinde

16.829

96/1

107/1-b

İş müfettişleri tarafından ifade ve bilgilerine başvurulan işçilere telkinde bulunulması, işçilerin gerçeği saklamaya ya da değiştirmeye sevk edilmesi veya zorlanması halinde

16.829

96/2

107/1-b

İşçilerin gerçeğe aykırı haberler vererek işvereni gereksiz işlemlerle uğraştırmaları veya haksız yere kötü duruma düşürmeye kalkışmaları, denetim ve teftişin yapılmasını güçleştirmeleri, kötü niyetli davranışlarda bulunmaları halinde

16.829

107/2

107/2

İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapmalarının ve sonuçlandırmalarının engellenmesi halinde

16.829

 

*SİNERJİ Mevzuat ve İçtihat Programı.

[1] Yıllık ücretli izin hakkını; şahsa sıkı sıkıya bağlı, şartları kanunla düzenlenmiş ve bu şartların gerçekleşmesi ile hak kazanılan, kıdem ve yaşa bağlı olarak artan, ücretli ve sadece dinlenme amacıyla kullanılabilen vazgeçilmez temel anayasal bir hak olarak tanımlamak mümkündür.  (ÖZEN Cüneyt, Yıllık Ücretli İzin Hakkının 4857 sayılı İş Kanunundaki Görünümü, s. 58, 59)

2)Y9HD, 08.07.2010, 33840/22535

[3] T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi, Esas: 2017/ 7402, Karar: 2017 / 19394, Karar Tarihi: 29.11.2017

T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi, Esas: 2008/ 11592, Karar: 2009 / 30499, Karar Tarihi: 05.11.2009

T.C YARGITAY 9.Hukuk Dairesi, Esas: 2008/ 33840, Karar: 2010 / 22535, Karar Tarihi: 08.07.2010

[4]Güncel miktarlar için tabloya bakılmalıdır.

[5] İş Kanunu m.53/4-5-6: İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;

a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara on dört günden,

b) Beş yıldan fazla on beş yıldan az olanlara yirmi günden,

c) On beş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmi altı günden,

Az olamaz. Yer altı işlerinde çalışan işçilerin yıllık ücretli izin süreleri dörder gün arttırılarak uygulanır.

Ancak on sekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az olamaz.

Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile artırılabilir. 

[6] Ayrıca belirtmek gerekir ki yıllık izin süreleri İş Kanunu’nun 56.maddesi uyarınca bölünemez ancak tarafların anlaşması halinde İK madde 53’te öngörülen izin süreleri, bir bölümü 10 günden aşağı olmamak kaydıyla bölümler halinde kullanılabilir.

 

Bize Hemen Ulaşın

Barulay Hukuk Bürosu, başta Bursa olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde yerel hukuk bürolarıyla işbirliği halinde olduğu hukuk bürolarıyla müvekkillerine hizmet vermektedir.