Hakların Korunması- Dava - Karine
Yazan: Admin | 10 Temmuz 2019
Hakların Korunması- Dava - Karine

HAKLARIN KORUNMASI

Üç Yol ile Olur :

1-Talep

2-Cebr-i İcra

3-Dava

1) TALEP  İstek , bir hakkın yerine getirilmesi konusunda bir dilekçe de kullanabilirz , ihtar çekebiliriz , hatırlatma yapabilirz. Bunların hepsi talep yoluyladır.

2)Cebr-i İcra  Üç türlü cebri icra yolu vardır .

*Rehinle temin edilmiş alacaklar için icra prosedürü

*Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu . Kambiyodan kasıt kıymetli evrak, bono, poliçe , çek bunlar kambiyo senetleridir.

*Genel haciz yolu

            Yani bir kişi icra dairesinden eğer hakkının korunmasını istiyorsa üç tane icra yolu karşısına çıkar . Tabi bunların hepsine de gidemez.Hepsinin de ayrı ayrı şartları vardır. Mesela rehinle temin edilmiş , ipotekle temin edilmiş bir alacak varsa ancak rehin ve ipoteğin paraya çevrilmesine ilşkin haciz yoluna başvurabilir. Eğer elinde bir çek ,bir bono , bir poliçe varsa o zaman kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunu kullanacak .Bu alacak ne rehinle temin edilmiş ne de elinde bir kıymetli evrak var ama sözleşme var dekont var veya elinde hiçbir belge yok . O zaman da genel haciz yolu dediğimiz yola başvuracak . Yani bu üç haktan birini kullanarak kişi icra dairesinden hakkının yerne getirilmesini talep edebilir.

            Çocuk teslimi de icra kanalıyla yapılıyor. Çocuk annesinde veya babasındaydı ama mahkeme boşanma davası neticesiyle diğerine velayeti verdi. Diyelim ki diğer eş de teslim etmekten kaçnıyor. Bu durumda çocuğun teslimi dediğimiz yine mesela icra dairesi kanalıyla teslim ediliyor çocuk . Yani polis ve icra memurları eşliğinde çocuk eski velayet sahibinden alınarak yeni velayet sahibine teslim ediliyor. Bu da icra kanalıyla yaplıyor yani buradan da anlaşılıyor ki icra illa para alacakları için söz konusu değildir.

3) Dava Hakkı   

Davalarda önemli olan husus ispattır.Kanunda açıkça tersi bir hüküm yoksa herkes iddiasını ispat etmekle yükmlüdür. Ama kanunda tersi bir durum varsa örneğin TBK 112 :

-Bir kişi sözleşmeye aykırı davranırsa , sözleşmeye aykırı davranan taraf kendi kusursuzluğunu ispat etmedikçe zarardan sorumludur.

Halbuki genel hükümde iddiacı ispatı ile mükelleftir.

 

A : Alacaklı    B : Borçlu ve sözleşmeye aykırı davranmış olsun

Normalde A, ispat ile mükelleftir ancak TBK 112 ye göre B ispat ile mükelleftir ve eğer ispat yükünü yerine getirmezse sorumlu hale geliyor .

Bir de ispat yükünün ters döndüğü durumlar vardır, örneğin Karine .Herkesçe bilinen bir olayın da ispatı gerekmez  . Ortada bir karine varsa aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Karine de ikiye ayrılır. Adi ve kesin olmak üzere. Kesin karinenin aksi ispat edilemez. Buna örnek olarak hata, hile ve tehdit durumunda bir yıl içinde başvurma durumu vardır. İptali ileri sürülmemişse bu süre içinde bu rıza gösterildiği anlamına gelir. Adi karinenin ise aksi ispat edilebilir. Mesela babalık karinesi gibi .

Mesela  kira sözleşmesi sona erdiği tarihten itibaren eğer taraflar sesiz kalmışsa bir yıl daha uzatılmış sayılır. Bu bir karinedir . Ama kişi komadaysa sözleşmenin uzamasına dair bir iradesi yok ,açıkça uzatılmayacağını bildirilemeyecek durumda veya kaçırılmış olabilir.Bu durumda da kişi karinesinin tersini ispat eder.

Bir kişi sözleşme yaparken iki durumun olduğu karine olarak kabul edilir. Her iki tarafın da ayırt etme gücüne sahip olduğu ve tarafların iyi niyetli olduğu. Ama bunların tersi bir durumda bunu iddia eden ispat eder. Bu da bir adi karinedir.

Günümüzde sıklıkla karşılaşılan hak ihllalleri dolayısıyla oluşan mağduriyetlerin giderilmesi uzman kişilerce yapılmalıdır. Avukatınız yukarıda teorik olarak belirtilen tüm alanlarda danışmanınız olarak size yardımcı olacaktır.

Bize Hemen Ulaşın

Barulay Hukuk Bürosu, başta Bursa olmak üzere Türkiye’nin birçok ilinde yerel hukuk bürolarıyla işbirliği halinde olduğu hukuk bürolarıyla müvekkillerine hizmet vermektedir.